OKU

Sevgili arkadaşlar; Türk toplumunda gözüme batan, sorun olarak gördüğüm bir hususta, Kur-an kitabımızın, evin başköşesine koyulup, hiç okunmamasıdır. Kur-an’ın emri İKRA yani o kadar. “Yaradan Rabbinin adıyla Oku! O insanı ahlaktan yaratmıştır. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, insanın bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir.”

İngilizler, Arapları Osmanlıdan ayırmak için kendilerini Hz. Muhammed (S.a.v) soyundan geldiklerini, satın aldıkları aşiret liderleriyle dini önderleri ile yaydılar. Zaten dinimizde bir sürü cemaat vs. ile değişik her mezhepte farklı uygulamalar yok mu? Kur-an’ ı okuyup neler yapılması isteniyor incelenmesi daha hayırlı olmaz mı bizler için?

Denizlerin, birbirine karışması, felaketlerin sabah vakti başlaması, demir ile ilgili olan anne sütünde ki mucize karışım, atmosferin katmanları, arının genetik kodu, denizlerde ki karanlık ve iç dalgalar gibi mucizevi ayetler vardır.

Mesela dünyanın güneş etrafında dönüşü 365 gün, Kur-an’da Gün(Yevm) kelimesi 365 defa geçiyor tam süresini veriyor. Einstein’ın görecelik kavramının Kur-an yıllar önce veriyor, “Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan, bin yıl gibidir. (Hac Suresi 47)

Anlatmak istediğim o ki dünya üzerinde eşi benzeri olmayan, taklidi yazılamayan Kur-an kitabımızı dantelle kutularda duvarlarımıza yine asalım ama arada açıp okuyalım. Okuyalım da sahte Müslümanlara kanmayalım.

Sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle saygılarımla